Month: Şubat 2015

Şub18

Altınoluk’u oksijen çadırına dönüştüren eteklerin başında Şahinderesi Kanyonu geliyor. Bölgede hava değişimi sağlayan kanyon, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot kokulu havayı dağa çıkartarak bir çeşit baca görevi görüyor. Karşılıklı hava sirkülasyonunu sağlayan 27 km uzunluğundaki kanyonunun yüksekliği 600 m. Açık U şekli aralığı 700 m civarında.

Çevresinin bir kısmı endemik şifalı bitki ve otlarla bezeli olan kanyondan 25 km’lik bozuk toprak yol daha ziyade jeep türü araçlara geçit veriyor. Bu kanyonun kendi başınıza gezilmesi hem yasak hem de tehlikeli. Bu konuda seyahat acenteleri hizmet veriyor. Yol üzerinde çok soğuk kireçsiz, vücut üzerinde çabucak kuruyan suya sahip gölcükler bulunuyor.

Dereçatı Suyu; çiçek ve kekik kokularını beraberinde getirip yosunlu kayaların kalbinde atıyor. Biraz ilerdeki pınar ise naneler içerisinden aktığı için “Naneli Pınar” ismi ile anılıyor. Gücük Burun, Ağlayan Çam, Kestane Deresi, Yörük Pınarı, Selvili Mezarlık, Ayı Kapıları, Damla kanyonun süprizlerinden.

Kanyonu gezdikten sonra kabaran iştahla Altınoluk’a dönülebilir. Köyün içerisinde eski yaşam izlerinin tanığı koyu çınar gölgelerindeki kahvenin tadı unutulmazdır. Bu civarda satılan ev yapımı gözleme ve ayranın tadına doyum olmaz.

Büyük çarşısı, cafe-bar ve çay bahçeleri akşam yemek sonrasını şenlendirirken yaz gecelerini muhteşem kılar. “Türk Rivierası” sayılan bu cennet belde dünya mirası sayılan en güzel değerlerimizdendir.